2002 Mezunu
Marmara üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü 

Türkiye’de üniversite bölüm tercihleri yaparken eğer sene kaybetmeyi ve bir sene daha sınavlara hazırlanmayı göze alamıyorsanız,yani tek tercihte bulunmuyorsanız,hayatınızın büyük bir bölümde hangi mesleği icra edeceğiniz tesadüflere ve şansa kalmış demektir.Özellikle benim üniversiteye girdiğim sene,daha sınava bile girmeden tercih yapmanız gerekiyordu.Bu şartlarda Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde okumam tesadüften öte değildi.Belki de bir tek soruyu daha doğru ya da yanlış cevaplamış olsaydım,şu anda bambaşka bir yerde,çok farklı bir hayat sürüyor olacaktım.Sınavlara hazırlandığım dönemde herşeyi de tesadüfe bırakmamıştım,sadece üç farklı mühendislik dalında farklı üniversitelerden yana yapmıştım tercihlerimi.

Öncelikle sadece Türkiye’de değil yurtdışında da çalışabilecek mühendislerin yetiştirilmesini hedefleyen ve bu bağlamda ingilizce eğitime büyük önem veren ve sadece lafta değil pratikte de uygulayan bir bölüm olması. Akademik hayatım boyunca yurt içinde ve hatta yurt dışında ingilizce eğitim veren bir çok üniversitede gözlem yapma imkanı buldum. Bir çogunda ingilizce eğitime teoride verilen önem malesef pratikte uygulanmıyor. Bu nedenle Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nün ögrencisi olmak benim için büyük bir şanstı. Hem Almanya’da hem de Avusturalya’da gerçekleştirdiğim akademik çalışmalar sırasında bu felsefenin faydasını çok gördüm.Bunların arasında en çok istediğim bölüm makine mühendisliğiydi o zamanlar. Ta ki Çevre Mühendiliği Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçı’yı tanıyıp onunla gerçeklestirdiğim bir saatlik konuşmaya kadar. Daha bölüme başlamadan yabancı dil derslerini aldığımız bir süreçte gerçekleştirdiğim bu görüşme benim hayatımdaki dönüm noktalarından biridir. Prof. Dr. Ahmet Saatçı’nin çevre mühendisliği ve Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü değerleri ve felsefesi hakkında anlattıklarından o kadar etklilenmiştim ki, 3. dönem başında makine mühendisliği bölümüne geçme fırsatım olduğu halde çevre mühendisiliğine devam ederek tercihimi bu meslekten yana kullanmıştım. Ve bugün dönüp de geriye baktığımda aldığım en doğru kararlardan birinin Marmara Üniversitesi’nde çevre mühendisliği eğitimi almak olduğunu görüyorum. Peki neydi beni bu kadar etkileyen?

Sadece yabancı dil değil, bilgisayara ve programlamaya verilen önem de iş yaşantım boyunca bana çok fayda sağlamıştır. İşlerimi büyük ölçüde kolaylaştıran bu programlar, çalışıtığım insanlar tarafından da beğenilmiş ve hatta bir çevre mühendisinden beklenmeyen programlama bilgim çoğu zaman hayretle karşılanmıştır.

Fakat Marmara Ünıversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nün bana kattığı en önemli değerler, karar verme ve analitik düşünme yetileriyle beraber bilgiye nasıl ulaşılacağının öğretilmesidir. Hiçbir zaman bir kişiye sınırsız bilgi kazandırmazsınız, ancak o bilgiye nasıl ulaşacağını pratik yöntemlerle öğretirseniz, işte o zaman kişinin kendisini geliştirmesi için gerekli altyapıyı oluşturursunuz.

Çevre mühendisine olan ihtiyaç günümüzde çok daha belirgin olsa da 90’lı yıllarda vizyon sahibi insanların görebildiği, geleceğin mesleği olarak gösterilen bir bölümdü. Hayatın en önemli iki unsuru olan hava ve suyun bu kadar düşüncesizce kirletildiği bir dönemde, yaşamın devamı açısından çevre mühendislerine olan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor.

Gerek meslek bilgisi açısından gerekse sosyal yeterlilik bakımından (iletişim, takım çalışması gibi becerileri de kapsayan), Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü mezunlarının dünyanın her yerinde rahatlıkla iş bulabileceğine inanıyorum.

Mit freundlichen Grüßen
Im Auftrag
Dr.-Ing. Ergün Yücesoy
Stadtentwässerungsbetriebe Köln, AöR
StEB-VB-1
Strategische Aufgaben, Benchmarking
Ostmerheimer Straße 555
51109 Köln
Telefon: 0221/221-29174
Telefax: 0221/221-NN
E-Mail: erguen.yuecesoy@steb-koeln.de
Internet: www.steb-koeln.de